Fatih Turgay ELDEM
(Eski) Kudüs Ticaret Ataşesi, (Kıdemli) Ticaret Uzmanı, T. C. Ticaret Bakanlığı
Öz: Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’nda Filistin Cephesi’nde Britanya İmparatorluğu’na karşı savaşırken, 1917’den itibaren bu cepheden geri çekilmeye başlamıştı. 1918 yılında Filistin’deki son muharebesi olan Nablus Muharebesi ile Anadolu kapılarına kadar çekilirken, Osmanlı orduları bugünkü Batı Şeria sınırları dahilinde binlerce şehit vermişti. Fakat orada kalan şehit mezarlarının çoğu bugün kaybolmuştur. Bürokratik engeller nedeniyle, ölen Türk askerlerini anmak için bir anıt şu ana kadar yapılmamıştır. T. C. Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlıkları anıt inşası için girişim başlatıp sonuçlandırmalı; mevcut yurtdışı şehitliklerin yönetilmesinde görülen düzensizlik ve kapalılık son bulmalıdır.
*
Osmanlı İmparatorluğu’nu Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna yaklaştıran ve 18 Eylül’den 31 Ekim 1918’e kadar süren Nablus (Megiddo) Muharebesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun Yıldırım Orduları Grubu ile İsyancı Arap Ordusu desteğindeki Britanya İmparatorluğu’nun Mısır Seferi Kuvveti arasında Filistin Cephesi’nde yapıldı. 4., 7. ve 8. Osmanlı Orduları’ndan meydana gelen Yıldırım Orduları Grubunun başında Otto Liman von Sanders vardı. 4. Ordu Cemal (Mersinli) Paşanın, 7. Ordu Mustafa Kemal (Atatürk) Paşa’nın ve 8. Ordu da Cevat (Çobanlı) Paşa’nın komutasındaydı. Karargahları sırasıyla El-Salt’ta (Ürdün), Nablus’da (Batı Şeria) ve Tul Kerim’de (Batı Şeria) idi. Britanya ve Avustralya uçakları muharebe sırasında 4. Orduyu El-Mefrak İstasyonunda (Ürdün), 7. Orduyu Feria Vadisinde (Batı Şeria) ve 8. Orduyu Mesudiye Geçidinde (Batı Şeria) vb. yerlerde havadan bombardıman ile imha etmişti. Von Sanders de Yıldırım Orduları Grubunun El-Nasıra’daki (İsrail) Genel Karargahında Mısır Sefer Kuvveti atlılarına esir düşmekten kıl payıyla kurtulmuştu. Grubun zayiatı ölü, kayıp ve esir olmak üzere takriben 100.000 askerdi.[1] Fakat Türkçe literatürde muharebeye adını veren ve Mustafa Kemal Paşa’nın karargahının bulunduğu Nablus’ta, muharebede ölen askerleri anacak bir anıt bulunmamaktadır.
Resim 1. Sydney William Carline, Feria Vadisi Boğazında Türk Nakliyesinin (7. Ordu’nun) Yok Edilişi, Tuval üzerine yağlıboya, 1920, Imperial War Museum, London, https://www.iwm.org.uk/collections/item/object/4390, Erişim 13/3/2023
Osmanlı Devleti’nin yenilgisiyle sonuçlanan savaş bittikten sonra Anadolu’nun işgaliyle Mustafa Kemal Paşa önderliğinde gelişen Türk Kurtuluş Savaşı, 1922’de Büyük Zaferle Anadolu’daki işgali sonlandırdı. Birinci Dünya Savaşını resmen sona erdirecek barış antlaşmasını yapmak için aynı yıl Kasım ayında, Lozan’da İtilaf Devletleri ile konferansa başlandı. Fakat ilk görüşmeler başarısızlıkla sonuçlanınca, Şubat 1923’de konferansa ara verildi. İşte Lozan Konferansına ara verildiği bu dönemde, muhtemelen İkinci Konferansa hazırlık amacıyla Genelkurmay Başkanlığı, Birinci Dünya Savaşı sırasında cephelerde savaşmış kumandanlara gönderdiği yazı ile savaş sırasında şehit düşenlerin yerlerini belirlemiş ve bir liste ile ekteki haritayı, Suriye-Filistin (Bilad ul-Şam) Cephesi için hazırlamıştı.[2] Fakat Lozan Antlaşmasına bu yerlerin listesi ve haritası eklenmedi. Listeye göre bugünkü Filistin Yönetimi (Gazze Şeridi ve Batı Şeria) sınırları dahilinde savaşta verilen şehitlerin yerleri şunlardır[3]:
Sıra Numrası |
Mezârlığın Bulunduğu Karye (köy) ve Mevki |
1 | Gazze–Han-Yunus yolu üzerinde |
2 | Gazze kasabası iskelesinde |
3 | Gazze’nin cenûb ve cenûb-i garbîsinde Altıntepe ve Şevkettepe’de |
4 | Mantar ve Şeyh Rıdvan Tepeleriyle Gazze kasabası mezârlığında (İngiliz Şehitliği yakınında) |
5 | Gazze’de Beni Mentar Sırtı eteklerinde |
6 | Gazze’nin Beyt-Hanûn mevkiinden Gazze’ye giden şose üzerinde |
7 | (Doğu) Kudüs’de (Zeytindağı İngiliz Şehitliğinde) |
8 | (Doğu) Kudüs’de Nebî Samoil (Samuel) karyesinde |
9 | Nablus-Kudüs şoşesi civârında El-Mullah’da (?) |
10 | Tulkerim’de Brokin (Burkin) karyesi şimâl-i şarkîsinde |
11 | Yafa kazası köylerinden Deyr-Bellût şimâlindeki tepelerde |
12 | Şam-Kudüs hattı üzerinde Kalkîliyye (Kalkilya) İstasyonu civârında |
13 | Tulkerim’de |
14 | Nablus’da Han-Fazail’de |
15 | Nablus’da Mecdel Benî Fâzıl karyesinde |
16 | Nablus’da Havara (Huvara)’da |
17 | Nablus’da Askerî köyünde |
18 | Nablus’da (Kifl Haris’de ve Sebastiya istasyonunda)[4] |
19 | Beyt-Hasan’da |
20 | El-Damiye garbında Saray Çiftliği (Çiftlik) mevkiinde |
21 | Şeria Nehri civârında El-Mahrûk(?) mevkiinin cenûbunda |
Birinci Dünya Savaşı’na katılmış komutanlardan gelen yazılarda yukarıda bahsi geçen yerlerde binlerce şehit bulunduğu vurgulanmaktaydı. Oysa T. C. Milli Savunma Bakanlığı, Filistin Yönetimi’nde yalnızca Gazze’deki 184 şehit için Türk Şehitliği yapmıştır. Ayrıca Zeytindağı’ndaki İngiliz Şehitliğinde de üç Türk şehit mezarı bulunmaktadır. (İsrail’de ise Ramle ve Talpiyot’ta yine İngiliz Şehitliği içerisinde toplu mezar, Berşeba’da anıt vardır.)[5] Ancak T. C. Dışişleri Bakanlığının Filistin Yönetimi’ndeki şehitlere ve şehitliklere karşı tutumunun tutarsız olması nedeniyle, bugüne kadar önerilen hiçbir şehitlik planı Batı Şeria’da uygulamaya geçememiştir. Örneğin Tulkerim’deki İngiliz Şehitliğinde (toplu mezar) bugün yedi Türk askeri yatmaktadır.[6] Bizim 2012 yılında Tulkerim’deki yedi Türk şehidini o zaman ki mevzuat gereği MSB’ye haber vermemiz üzerine aldığımız yazıda, MSB Arşiv Müdürlüğü kayıtlarında ölüm yeri Tulkerim olarak tesbit edilen sekiz personele ait kimlik bilgilerine ulaşıldığı, anıtın onarımına diğer ülkelerle birlikte MSB’nca ¼ oranında katılımda bulunulacağının T. C. Dışişleri Bakanlığına bildirildiği ve Nablus Muharebelerinde ölen askerlerimizle ilgili anıt inşa edilmesine dair çalışmalara başlandığı bildirilmişti.[7] Fakat daha sonra T. C. Milli Savunma Bakanlığının bu planları, büyük bir ihtimalle T. C. Kudüs Başkonsolosluğunun “mevcut şartları” ileri sürerek Tulkerim anıtına bakım onarım yaptırılmasına ve yeni bir anıt inşa edilmesine olumsuz görüş bildirmesi nedeniyle akim kaldı.
Resim 2. Tulkerim’deki Geçitte Geri Çekilen Bir Türk Kolunun (8. Ordu’nun) Havadan Bombalanması ve Taranması, James McBey, Tuval üzerine yağlıboya, 1918, Imperial War Museum, London, https://www.iwm.org.uk/collections/item/object/18132, Erişim 13/3/2023
Hâlbuki buna benzer ama iddialı bir girişim, ironik bir şekilde 2006 yılında T. C. Kudüs Başkonsolosluğu tarafından yapılmıştı. 2006 yılının yazında, Zaman gazetesinde çıkan habere göre:
” (…) Mescid-i Aksa’nın da bulunduğu Haremüşşerif kompleksinin kenarındaki Süleyman Duvarı’nın altına Türk şehitliği yapılması için de çalışmalar başlatıldı. Bir yılda tamamlanması planlanan şehitliğin inşası için Milli Savunma Bakanlığı ile mutabakata varıldı. Projenin mimarı Türkiye’nin Kudüs Başkonsolosu (Büyükelçi) Ercan Özer, Osmanlı-Türk eserlerini bulup restorasyon çalışmaları yapmak için 3 arkeoloji ve sanat tarihi profesörünü bölgeye getirdi. Osmanlı’nın Filistin’den çekilirken 5.116 şehit verdiğini aktaran Özer, bu mezarları tespit etmek için de büyük uğraş verdiklerini söyledi. Özer, “Şehitlerin izini bulmak için mezarlıkları tek tek geziyorum. Osmanlı Divan-ı Harp başkanının mezarını bile gördüm. Bu konuyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığına yazı yazdık. TİKA’dan da yardım isteyebiliriz.” şeklinde konuştu. (…) (Hatta) Osmanlı’nın Filistin’den çekilirken geride bıraktığı en son karakol binasına da ulaşıldı. Filistin’in güneyindeki El-Halil kentinde bulunan binanın şu an harabe halinde olduğunun altını çizen Özer, “Bu duruma çok üzülüyorum. Binayı bir an önce restore etmek istiyoruz.” dedi.” [8]