TR

Osmanlı Devleti’nde Batılılaşma Anlayışı ve Aydınların Batılılaşmaya Bakışı

Modernleşmenin bir diğer yolu ise topyekun ve şerhsiz bir Batılılaşma arayışı olarak karşımıza çıkar. Geç Osmanlı döneminin uzun soluklu dergilerinden İçtihad çevresindeki aydınlar, o dönemlerde, Garpçı olarak bilinirlerdi.Bunlar; Rıza Tevfik, Hüseyin Cahit, Celal Nuri, Süleyman Nazif,  Abdullah Cevdet’tir.Garpçılar, Batı/Avrupa medeniyetinin tek medeniyet olduğuna ve onu şeksiz şüphesiz, gülüyle dikeniyle benimsemek gerektiği fikrindeydiler. Gülü-dikeni ayırt etmeye kalkmak, taklitçiliğe düşme kaygısı kaçınılmaz değişime ayak diremek demekti (Bora,2017: 83). Arada kalmayı zaman kaybı olarak görmekteydiler.Abdullah Cevdet, korumaya layık değerli bir ananemizin olmadığını söyler.

Batıyı tüm yönleriyle almayı kabul eden bu gruba göre”evimize kabul ettiğimiz misafirin ayaklarını ve bedenini içeri alıp başını dışarıda bırakmayı düşünmek gülünç” olurdu elbette ancak  içeri alınan misafirin   ruhu  kapının dışında kalmıştı (Topçu,1943:258). Hepsinin ortak fikir hatası Batı medeniyetinin hangi dinamiklerle geliştiğini anlamadan buna dikkat etmeden alınarak gerçekleştirilebilecek bir eşya  gibi görmeleridir.

Osmanlı-Türk modernleşmenin yolunu arayan söz sahipleri, fazla derinleşmekten kaçınmış, ayrıntıya inmek isteyeni ise adeta bundan alı koymaya çalışmışlardır. Ahmet Mithat Efendi’nin oğluna yaptığı nasihatte “her şeyi sadece biraz bilmek” seçeneğinde takılmış,  bunu bir erdeme çevirmişlerdir. Sorunların kökenine inilmeyerek yüzeysel çözümlerle anı kurtarmaya çalışılmışlardır (Bora,2017: 82).

19.yüzyıl sanayileşmesine baktığımızda tarım yani köylünün üretimi bir sanayiye yönelik değildir. Avusturya ve Rusya’da  fabrikacılık ilk önce şeker sanayi ve değirmenler gibi doğrudan doğruya zirai ürünü değerlendirmeye ve pazara sevk etmeye yönelikken maalesef Osmanlı’da zirai üretimle sınai üretim planlaması yoktur.Çiftçi doğrudan doğruya Batı sanayisinin ve Batı pazarının ihtiyacına göre üretime geçmektedir.Osmanlı Batılılaşması daha öncede belirttiğimiz gibi teorisi ,ideolojisi yapılan bir konu değildir.Yaşanan zorunluluklardan kaynaklı olarak ortaya çıkmıştır.

Batıda yaşanan gelişim süreci anlaşılmadığı için Batı’nın üstünlüğü bilim, fen ve sanattan ibaret görülmekteydi. Avrupa’nın hür fikrini ,bilim ve uygarlığı alındığı zaman sorunların çözüleceği zannedilmiştir.Ayrıca Batı/Avrupa medeniyetinin tek medeniyet olduğu fikrini ileri sürerek Osmanlı medeniyetini yok saymak Batının anlaşılmadığının bir örneğidir.


KAYNAKÇA

Bora,Tanıl,Cereyanlar Türkiye’de Siyasi İdeolojiler,İletişim Yayınları,İstanbul,2017.

Mardin,Şerif, Türk Modernleşmesi (Makaleler  4), İletişim Yayınları, İstanbul, 2004.

Topçu,Nurettin,’‘Avrupa” ,Hareket,Şubat 1943,yıl 5, sayı 9.

Tunaya, Tarık Zafer, Türkiye’nin Siyasi Hayatında Batılılaşma Hareketleri, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,İstanbul,2004.

] }

AKADEMİK KAYNAK
 

 TR