9 Eylül günü Türk süvarileri Kordon’da kılıç sallarken, Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa, İsmet Paşa ve diğer komuta heyeti Nif’teydi. Bu arada komutanlar İzmir’in kurtarıldığına ve Hükümet Konağı’na Türk bayrağının çekildiğine dair haberler duyuyorlardı. Birkaç dakika önce, İzmir Hükümet Konağı’na Yüzbaşı Şerafettin Bey Türk bayrağını çekmiş, Türkler idareyi bizzat ele almışlardı. Gazi Paşa durumdan son derece memnundu.[25] 10 Eylül günü sabahın erken saatlerinde Mustafa Kemal Paşa Nif’ten ayrıldı. Erkan-ı Harbiye Umumiye Reisi Fevzi Paşa ve Garp Cephesi kumandanı İsmet Paşa ile Mustafa Kemal, Bornova-Halkapınar üzerinden İzmir’e girdi. Halkapınar’dan Hükümet Konağı’na kadar halkın coşkusu ile yürüdüler. Gazi Paşa’nın bulunduğu yerde bir masa vardı ve masanın üzerinde üçüncü kılıç duruyordu. Gazi artık İzmir’in sevgi dolu bağrındaydı. Sıra, “Üçüncü Kılıç’ı, İzmir’in Fatih’ine” vermeye gelmişti.[26]
2.6. Sonraki Dönem
İzmir’in kurtarılmasıyla Türk Bağımsızlık Savaşı’nda çok önemli bir noktaya ulaşılmıştı. Artık cumhuriyete ve devrimlere uzanan önemli bir süreç başlıyordu. Yüzbaşı Şerafettin Bey, İzmir’in kurtuluşundan sonra da çok onurlu bir görev olarak gördüğü askerlik mesleğine devam etti. 1912 yılından 1922 yılının sonuna dek pek çok muharebeye katıldı. Balkanlar, 1. Dünya Savaşı’nın pek çok cephesi ve Kurtuluş Savaşı… Her biri Türk ulusunun üzerine ağır yükler bindiren bu zorlu mücadelelerde üstün bir özveriyle yer aldı. Bu savaşlardaki başarıları sayesinde Harp, Kılıçlı Liyakat, Kılıçlı Mecidi ve İstiklal Madalyaları gibi birçok madalyayla ödüllendirildi. Kurtuluş Savaşı bitiminden sonra Süvari Tatbikat Okulu öğretmenliğine getirildi. 1923 senesinde binbaşılığa getirildikten sonra Emin Paşa ve Binnaz Hanım’ın kızı Siret Hanım ile evlendi. Evlendikten sonra İstanbul’a yerleşmişlerdi. Bu evliliklerinden birisi dört aylıkken ölen iki çocukları oldu. İlk çocukları Binnaz Gönül en değerli varlıkları olmuştu. 1927 yılında Fransa’ya tahsile gidip Fransızca öğrendi, dönüşünde yine aynı okulda görevine devam etti. 1930’da 1. Süvari Tümeni Tümen Mülhaklığı ile doğuya göreve gitti. 1931’de yarbay oldu. 1940 yılına kadar pek çok göreve getirilen Şerafettin Bey, emekli olmadan önce 1940-1943 yılları arasında Kuleli Askerî Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. Bu süreç içerisinde, doktorların boynuna almış olduğu ağır yaranın neden olduğunu düşündükleri Parkinson hastalığına yakalandı. 1942 yılına gelindiğinde hastalığının belirtileri artmıştı. Hastalığı süresince Beşiktaş Askerlik Şubesi’nde misafir olarak bulunurken, tedavisi üzerine çalışılıyordu. İzmir Fatihi daha fazla görevde bulunamayacağını anlayınca istifasını istedi. 28 Ağustos 1944 tarihinde albaylıktan emekliye ayrıldı.[27]
SONUÇ
Millî Mücadele tarihimizin eşsiz kahramanlarından Yüzbaşı Şerafettin Bey’in adı günümüz Türkiye’sinde milli değerlere karşı gösterilen ilgisizliğin bir başka kurbanı olmuştur. Kurtuluşun ilk günlerinde adı sıkça dönemin basının da yer alan bu kahraman Türk subayı o günler de İzmir Fatihi olarak da adlandırılmış ve kendisine Mustafa Kemal Paşa tarafından İzmir soyadı verilmiştir. Adı sadece İzmir’le değil Türkiye’nin kurtuluşu ile özdeşleşmesi gereken bu ismi alanının uzmanı birkaç kişi dışında pek de tanıyan bulunmamakta. Ülke tarihinde böylesine önemli bir rol üstlenmiş sessiz kahramanın hafızalarda yer etmiyor olması oldukça üzücü. Yıllarca alçakgönüllülüğün gölgesinde saklanmış olan Yüzbaşı Şerafettin Bey öyle bir kahraman ki, ebediyete intikal etmiş olsa da kahramanlıkları unutulmayacaktır.
[1] Sander, Oral (1999), Siyasi Tarih, Cilt: I, Ankara, s.337-341.
[2] Kitsikis, Dimitri (1974), Yunan Propagandası, İstanbul, s.14-21.
[3] Akşin, Sina (1986), Paris Barış Konferansı’nın Yunanlıları İzmir’e Çıkarma Kararı, Üçüncü
Askeri Tarih Semineri Bildirileri, Ankara, s.174-188.
[4] Balioğlu, Tarık (1994), “İzmir’in İşgal Ültimatomları”, “Tarih ve Medeniyet”, Sayı:3, İstanbul, s.42-
43.
[5] Berber, Engin (2009), “Yunan İşgali”, Tarih Dergisi, NTV Yayınları, Sayı:4, İstanbul, s.32.
[6] Şarman, Kansu (2001), “İngiliz ve Amerikan Arşivlerinde Yunan Zulmü”, Popüler Tarih Dergisi,
Sayı:10, s. 14-15.
[7] Ortaylı, İlber (2010), Türkiye’nin Yakın Tarihi, Timaş Yayınları. İstanbul, s.53.
[8] Aydoğan, Metin (2006), Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı, Umay Yayınları, İzmir, s.188-189.
[9] Aybars, Ergun (1984) Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Ege Üniversitesi Basım Evi Müdürlüğü, İzmir,
s.334-338.
[10] Kınross, Lord (1994), Atatürk, Bir Milletin Yeniden Doğuşu, Altın Kitaplar Yayınevi, s. 365-377.
[11] Aybars, Ergun (1984), a.g.e, s.338-341.
[12] Arı, Kemal (2013), Üçüncü Kılıç (İzmir’in Kurtuluşu ve Yüzbaşı Şerafettin), Zeus Yayınları, İzmir.
[13] Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Arşivi, Yüzbaşı
Şerafettin Dosyası
[14] Arı, Kemal, Üçüncü Kılıç, İzmir, 2006, s.13
[15] Arı Kemal, A.g.e, s.17-18
[16] Altay, Fahrettin, İstiklal Harbimizde Süvari Kolordusu, İnsel yay., ş.y, 1949
[17] Bkz. M. Kemal Atatürk, Söylev, II, S.491–492
[18] Arı Kemal, A.g.e, s.30
[19] Ferdi Öner, “Bir Millî Mücadele Kahramanı”, Cumhuriyet, 3 Kasım 1951.
[20] “İzmir’e İlk Giren Süvariler”, Ordu, Zafer ve Fuar, 1965, s.14
[21] Şerafettin Bey’in hatıralarından: Otuz Ağustos Hatıraları…, s.105
[22] Arı Kemal, A.g.e, s.109-110
[23] Arı Kemal, A.g.e, s.187
[24] Arı Kemal, A.g.e, s.110–111–112
[25] İnönü İsmet, Hatıralar, I, Bilgi yay., İstanbul, 1985.
[26] Arı Kemal, A.g.e, s.133–135
[27] Arı Kemal, A.g.e, s.155–156