TR

İklim Adaleti Kavramına Dair

İklim adaleti, iklim değişikliğinin meydana gelmesinde sorumluluk payı en az olanların, yine iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarından ilk ve en çok etkilenenler veya etkilenecek olanlar biçiminde karşımıza çıkan temel bir adaletsizliği ortaya koymak için kullanılmaktadır. Zira iklimsel değişikliklerden dünyadaki bazı ulusların olumsuz anlamda daha fazla etkilenecekleri ve hali hazırda etkilenmiş olduğu gerçeği, bilimsel olarak ortadadır. Bu durum Hükümetler arası İklim Değişikliği Panelinin (Intergovermental Panel on Climate Change-IPCC) Beşinci Değerlendirme Raporuna ilişkin Sentez Raporunda (2014), iklim değişikliğinden kaynaklı risklerin halklar üzerinde eşitsiz bir şekilde dağıldığı ve dezavantajlı halkların bu olumsuzluklardan daha büyük ölçüde zarar gördüğü belirtilmiştir.

Risk altındakilerin çoğu, orantısız bir şekilde kirlilik kaynaklarının yakınında bulunan veya kendilerini korumak ve sağlık hizmetlerine erişmek için araçlardan yoksun olanlardır (Bagenstose, 2021).

Ülkelerin iklim değişikliğinin ortaya çıkmasındaki sorumlulukları aynı olmadığı gibi iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden de zarar görme oranları da aynı olmamaktadır. Fiziki veya ekonomik anlamda bu etkiler ülkelerin konumlarına göre farklılık göstermektedir. Bu bakımdan iklim adaletinin önemi burada ortaya çıkmakta ve topluluklar arasında kırılganlık farkları eşitlik ve adalet söylemlerini de kaçınılmaz kılmaktadır. Çünkü iklim değişikliklerinin gelmiş olduğu son noktada bu durum iklim adaletsizliğine dönüşmüş durumdadır.

Bilindiği üzere iklim değişikliğinin temel nedenlerinden birisini sera gazı emisyonları oluşturmaktadır ve bu emisyonların azaltılması temel öncelik durumundadır. Ancak öngörülen odur ki emisyonlar sıfırlansa dahi yıllar içindeki tahribatın bir anda iyileşemeyeceği düşünülmektedir. Bu bakımdan yeterli imkân ve kaynaklara sahip olmayan kırılgan ülkeler için bazı politikalar izlenmelidir. Kırılganlık kavramı, riske maruz kalma ya da riske doğrudan açık olma şeklinde tanımlanabileceği gibi, risk ile mücadelede yeterli kaynağın bulunmaması şeklinde de tanımlanabilir (Moellendorf, 2015: 174)

Küresel İklim Risk Endeksinde iklim değişikliğinin boyutları ve hangi ülkelerin bu olumsuzluklardan en çok etkilendiği ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Tablo 1. 2019 Yılı İklim Risk Endeksi: En Çok Etkilenen On Ülke

Ekran-goruntusu-2023-02-25-184727-300x222 İklim Adaleti Kavramına Dair

Rapora göre 2019 yılında iklim değişikliklerinden en fazla etkilenmiş on ülke listelenmiştir. Görüleceği üzere iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine maruz kalan ülkelerin çoğunluğu ya gelişmemiş ya gelişmekte olan ya da ada ülkelerinden oluşturmaktadır. Japonya’nın teknolojik gelişmişlik düzeyi ve ekonomik konumunun tablodaki diğer ülkeler ile kıyaslandığında çok ileri düzeyde olduğunu söyleyebildiğimiz halde, 2019 yılı raporlarına göre iklim değişikliğinden en çok etkilenen dördüncü ülke olarak dikkat çekmektedir. İklim değişikliği, artık gelişmiş ülkelerin dahi bu sorunun önüne geçemeyeceği bir hal almıştır.

Ancak ABD, Çin, Almanya, İngiltere, Rusya gibi gelişmiş ülkelerin sebep oldukları sera gazı emisyonları düşünüldüğünde bu tabloda yer almamaları iklim adaleti kavramının önemini tekrardan akıllara getirmektedir.

Tablo 2. Uzun Dönem İklim Risk Endeksi: 2000’den 2019’a En Çok Etkilenen On Ülke

Ekran-goruntusu-2023-02-25-185007-300x225 İklim Adaleti Kavramına Dair

Tabloda yer alan 2000-2019 yılları arasındaki uzun dönem risk endeksine göre burada da yine ilk 10 sırayı kırılgan ada ülkeleri, gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkeler oluşturmaktadır. Yukarıdaki tablolardan da anlaşılacağı üzere küresel bir problem haline gelmiş iklimsel değişikliklerin olumsuz etkileri ekonomik açıdan düşük gelirli ülkeleri hedef almaktadır. Gelişmiş ülkelerin sahip olduğu imkanlar ve kaynaklar, bu olumsuz etkileri en aza indirmektedir. Bilindiği üzere iklim değişikliğinin bu denli artmasının ana sebebi olarak sanayileşme ile artan çevresel kirlilikler gösterilebilir. Sanayileşme sonrası büyüyen ve gelişen ülkelerin asıl olarak sebep oldukları iklimsel değişikliklerin olumsuz etkilerinden etkilenmemeleri ve bu ülkeler yerine daha az sorumlu ülkelerin daha çok oranda etkilenmeleri, iklim adaleti kavramının önemini daha da artırmaktadır.

Benzer bir iklim risk endeksi ilk kez Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından raporlaştırılmıştır. Kurumun çocuk odaklı ilk iklim riski endeksine göre; Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad ve Nijerya’daki çocuklar iklim değişikliğinden etkilenme riski en yüksek olan yer almaktadır.

UNICEF, iklim değişikliğine bağlı yaşanan iklim krizini, bir çocuk hakkı krizi olarak değerlendirmektedir. Yapılan risk analizindeki; çocukların, iklimsel ve çevresel şoklara (kasırgalar, sıcak hava dalgaları vb.) maruz kalma seviyeleri, bu şoklar karşısındaki savunmasızlıkları gibi krizlerde temel hizmetlere erişim düzeyleri gibi ölçütler ülkelerin sıralamasında baz alınmıştır. Rapor, yaklaşık 1 milyar çocuğun, diğer bir deyişle dünyadaki 2,2 milyar çocuğun neredeyse yarısının, “yüksek riskli” olarak sınıflandırılan 33 ülkeden birinde yaşadığını ortaya koyuyor. Bu çocuklar, halihazırda su ve sanitasyon, sağlık ve eğitim
gibi temel hizmetlere yeterli seviyede erişemiyor. Tüm bunlar çok sayıda iklim ve çevresel şokla birleştiğinde çocukların hayatı için tehdit haline geliyor. Bulgular, bugün itibariyle etkilenen çocukların sayısını yansıtıyor. İklim değişikliğinin etkileri hızlandıkça bu rakamların daha da kötüleşmesi bekleniyor (UNICEF, 2021).

UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore (UNICEF, 2021):
Çocukların iklim değişikliğine karşı hangi bölgelerde, ne kadar savunmasız durumda olduğuna dair ilk kez kapsamlı veriler elde ettik ve inanılmaz korkunç bir tabloyla karşılaştık. İklim ve çevresel şoklar; çocukların tüm haklarını baltalıyor. Bunlar arasında temiz hava, gıda ve içilebilir suya erişim, eğitim, barınma, özgür yaşama ve hatta hayatta kalma hakları da yer alıyor. İklim krizi hemen hemen bütün çocukların hayatını etkileyecek. Geçtiğimiz üç yılda dünya genelinde çocuklar bu konuda harekete geçilmesi için seslerini yükselttiler. UNICEF onların bu değişim çağrılarını, doğruluğu tartışılmaz bir mesajla destekliyor: iklim krizi bir çocuk hakları krizidir.

Çocuklara Yönelik İklim Riski Endeksi (CCRI) yüksek oranda:

  • 240 milyon çocuğun kıyı taşkınlarına,
  •  330 milyon çocuğun nehir taşkınlarına,
  • 400 milyon çocuğun kasırgalara,
  • 600 milyon çocuğun vektörlerle (keneler, sinekler, pireler vb. canlılar
    vasıtasıyla) bulaşan hastalıklara,
  • 815 milyon çocuğun kurşun kirliliğine,
  • 820 milyon çocuğun sıcak hava dalgasına,
  • 920 milyon çocuğun su kıtlığına,
  •  1 milyar çocuğun gittikçe artan hava kirliliğine maruz kaldığını bulgulamaktadır (UNICEF, 2021).

Raporda ayrıca, sera gazı emisyonlarının üretildiği yerler ile çocukların iklim kaynaklı en ciddi etkilere maruz kaldığı yerlerin birbirinden farklı olduğu ortaya konmaktadır. İklim krizinden etkilenme riski son derece yüksek olan 33 ülkenin tamamı küresel karbondioksit emisyonlarının sadece yüzde 9’undan sorumluyken, en yüksek salımı yapan 10 ülke, küresel emisyonların yaklaşık yüzde 70’ini oluşturuyor. Bu ülkelerden sadece biri endekste iklim krizi açısından ‘son derece yüksek riskli’ sınıfında yer alıyor (UNICEF, 2021). Özetle iklim değişikliğine dolayısıyla iklim krizine sebep olacak eylemlerde sorumluluğu bulunanlar, iklim değişikliğinden az etkilenecek olanlar.

İklim adaletsizliğine, geleceğe güven ve umutla bakması gereken çocukların konu olması, ülkelerin UNICEF’in raporunu göz önünde bulundurarak doğa dostu ve yeşil politikalar izlemesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Kaynaklar

Bagenstose, K. (2021, October 21). Climate change is ‘first and foremost’ a health crisis, new report finds. PHYS. 25 02, 2023 tarihinde https://phys.org/news/2021-10-climate-foremost-health-crisis.html adresinden alındı.

Intergovermental Panel on Climate Change-IPCC. (2014). Beşinci Değerlendirme Raporu.

Moellendorf, D. (2015). Climate Change Justice. Philosophy Compass, 173-186.

UNICEF. (2021). UNICEF uyarıyor: Bir milyar çocuk, yüksek iklim krizi riski altında. 25 02, 2023 tarihinde https://www.unicef.org/turkey/bas%C4%B1n-b%C3%BCltenleri/unicef-uyar%C4%B1yor-bir-milyar-%C3%A7ocuk-y%C3%BCksek-iklim-krizi-riski-alt%C4%B1nda adresinden alındı.

Bu yazı, Berfin GÖKSOY SEVİNÇLİ ve Doç. Dr. Erdal BAYRAKCI yazarlığında Çevre Sorunları ve Çözüm Önerileri adlı kitapta yayınlanan İklim Değişikliği Etkileri ve Çözüm Önerileri başlıklı bölümden bir kesittir.

loading İklim Adaleti Kavramına Dair Loading...
EAD-logo İklim Adaleti Kavramına Dair Taking too long?

reload İklim Adaleti Kavramına Dair Reload document
| open İklim Adaleti Kavramına Dair Open in new tab

] }

AKADEMİK KAYNAK
 

 TR

blank